Özgür İrade Var mı?

ÖZGÜR İRADE sorunu insanı yüzyıllarca takip etmiş sorunlardan biridir. Yaşamımızın akışını değiştirebilir miyiz? İrademiz mutlak veya kısmen özgür mü?
Silver Birch zor sorulardan hep hoşlanmıştır. Bazıları özgür iradeyi sıkıntı verici bir soru olarak düşündükleri için bir kısmı bu konuya ayırmak uygun olacak. Bir ziyaretçiye cevap verirken rehber şöyle söyledi:
Bu, kadın ve erkeğin bütünü oluşturması yasasının tamamlayıcılık yönüdür. Mantığın cevap veremeyeceği yerde önsezi yardımcı olabilir. Kendinizi tamamlamanız için size bir fırsat veriliyor. Özgür iradeniz var. Kendi seçiminizi yapabilirsiniz.
Yaşam şans, kaza ya da tesadüf değildir. Tüm yaşam değişmez doğa yasasının kontrolü altındadır. Varlığın incelediğiniz yönü ne olursa olsun o, doğa yasasından kaynaklanır. İnsanlar doğa yasasının işleyişinin dışında değillerdir. Onun ayrılmaz parçasıdırlar.
Bir seçim yapmak durumunda kaldığınızda yasa işlemiş demektir. Bu, seçiminizi yapmanız içindir. Sizi sevenler size yol gösterici olmuşlardır. Adımlarınızı yönlendiren sevgidir. Ve fırsat verirseniz sevgi size rehberlik yapabilir.
Yaşam gibi sevgi de yok edilemez. Maddi şeyler yok olacaktır, çünkü doğaları ebedî değildir. Ruhsal şeyler ebedîdir. Sevgi ruhun kalitesidir. Sevgi dayanır, sevgi yaşamaya devam eder, İncilinizin dediği gibi sevgi yasanın tamamlanmasıdır.
Rehber varlığa, "Tüm yollar aynı yere mi çıkar ya da hiçbir yere götürmez mi?" diye soruldu.
"Yer" kelimesi zor. Kendi yöntemimle açıklamam gerekirse, tüm yollar yaradılışın tek büyük tanrısal kaynağına götürmektedir. Sizin "Tanrı" dediğiniz Büyük Ruh sonsuzdur. O halde Büyük Ruha, mükemmel sevgi ve bilgeliğin timsaline götüren sonsuz sayıda yol olmalıdır.
Büyük Ruh yaşamdır, yaşam ise ruhtur. Yaşam bahşedilen her canlı doğduğunda almış olduğu mirastan dolayı tanrısal bir niteliğe sahiptir. Gezegeninizde yaşayan tüm canlılar sonsuz bir yolculuk üstündedir. Sonunda tek bir tanrısal hedefe uzanacak olan yolları izlerler.
Gezgin ruh samimiyetle kendisini tamamlamaya çalışarak yolu dürüst niyetle geçtiği takdirde yolun uzunluğu önemli değildir. Görevini başardığı, diğer insanların kendi yeryüzündeki varlığından dolayı zenginleşebilmesi için kendisine bahşedilen armağanları sergilediği takdirde yolun uzunluğu önemli değildir.
Günümüzde pek çok genç, insanın dünyaya yaptıklarından dolayı bu gezegenin uzun süre yaşayıp yaşamayacağı merak ediyor.
Bu gezegen yaşamaya devam edecek.
Ya insan?
İnsan da. Doğa yasası insanın yaşadığı gezegene yapabileceklerini sınırlıyor. İnsan tüm gezegeni ve o gezegende bulunanları yok edemez. İnsanın kendi içindeki tanrısallığa yükselmesi veya başarısız olması, tamamen onun kendi özgür iradesi, kendi seçimidir. O takdirde kendisini tamamlayamayacaktır. Bizim dünyamıza donanımsız ve hazırlıksız olarak geçecek ve her şeyi baştan öğrenmek zorunda kalacaktır.
Hiçbir kimse, hiçbir insan topluluğu Tanrı iradesini engelleyecek güce sahip değildir. Geciktirebilir, sıkıntı verebilir, engel olabilirler. Sonsuz bilgelik ve sevgi evrene hükmetmektedir. Yasa oldukları için üstün geleceklerdir.
Bir ziyaretçi, "Artık asıllarına dönemeyecek pek çok şeyi yok ettik. Toprakta bulunanların büyük kısmı böyle ve yaşadığımız sınırlı bir yer," dedi.
Ancak muazzam potansiyele sahip. Dünyanızda bulunacak pek çok şey var, keşfedilecek pek çok şey var. Tekamülün sonuna gelmediniz: Daha hala ilk aşamalardasınız.
Ruhun hakikatlerini iyi bilenler asla ümitsizliğe düşmez. İyimserlikleri kendilerine açıklanan bilgiden kaynaklanıyor. Bu bilgiyle hakim güce duydukları inançlarını tamamlayabilirler.
Uzun tarihinde dünyanız pek çok felaketle karşılaştı. İnsan bu felaketleri atlattı. İnsan kendisine rağmen ilerlemekte. Tekamül doğa yasasının bir parçası olduğu için insan tekamül etmeye devam edecek. Ruhsal tekamül de aynı yasanın bir parçasıdır.
Bir başka celse toplantısında şu soru geldi: "Örneğin özgür irade karmaya ne kadar bağlıdır?" Cevap şöyleydi:
Tüm yaşamı doğa yasaları düzenler. Hiçbir şey sürprizlere, mucizelere, şansa bırakılmamıştır. Her şey neden ve sonuçtan, ekmek ve biçmekten ibarettir, aksi takdirde dünya kargaşa dolu olurdu. Nereye bakarsanız bakın doğa yasalarının işleyişinde sonsuz zekâya ait sonsuz plânın kanıtını bulursunuz.
Onu, doğa yasalarının dizginlerinin üstün olduğu mevsimlerin sıra ile gelişinde, gezegenlerin, galaksilerin hareketinde, gelgitte, sonsuz sayıda çiçek türünün büyüyüşünde görebilirsiniz. Bu yüzden, doğa yasasının çerçevesi dışında hiçbir şey olamayacağı için tanrısal gücün koyduğu sınır vardır. Ancak yasaların içinde yasalar vardır. Sadece fizik yasaları değil, zeka ve ruh ile ilgili yasalar da vardır.
Hamilelik anından itibaren ruh maddeyle birey biçimindeki birleşmeye başladığı için yaşar, nefes alır, varlık durumuna geçersiniz ve bu birey giderek gelişir.
Özgür iradenin bir öğesine, yani belirli koşullarda seçim yapabilecek güç ve yeteneğe sahip olmanız planın bir parçasıdır. Ruhtan en iyi ve en yüksek şekilde yararlanılırsa ırkın, dünyanın, evrenin ve kozmosun ruhsal gelişme ve tekamülünde rol oynayabilirsiniz. Çünkü Ruhunuz Büyük Ruhun bir parçasıdır.
Her yerde var olanın nedeni olan Tanrı varlığını paylaşıyorsunuz. Siz mikrokozmostaki Büyük Ruhsunuz. Büyük Ruhun ezelden beri sahip olduğu her şeye sahipsiniz ve onları ebediyete kadar geliştirebileceksiniz.
Yarın sabah bir saat daha erken veya geç uyanabilir veya isterseniz yatakta kalabilirsiniz. Yürüyebilir ya da arabaya binebilirsiniz. Öfkelenebilir ve tekrar sakinleşmeyi umabilirsiniz. Özgür iradenizle yapabileceğiniz pek çok şey var.
Ancak güneşin parlamasını önleyemez, fırtınayı durduramazsınız; bunlar gücünüzü aşar. Seçim hakkınız sınırlı olduğu için özgür iradeniz sınırlıdır. Özgür iradenize konulan bir başka sınır vardır. O sınır, gelişmenizde ulaştığınız zihinsel ve ruhsal aşamadır. Öldürebilirsiniz, ancak karakteriniz öldürmemenizi sağlar. Yani seçim hakkınız bulunduğu zaman dahi o an kim ve ne olduğunuz bu seçimleri sınırlar. Evrendeki pek çok şey gibi çelişki içindesiniz. Her zaman sınırlamalar içinde özgür iradeye sahipsiniz.
Şimdi karma konusunu açtığınıza göre bir aşama ileriye gitmem gerekiyor. Sizin dünyanızda yapacak işi bulunanların çoğu bu konu üzerinde önceden düşünmeyi tercih ettiği için bu konu da çok önemlidir. Farkındalık hemen oluşmasa da seçim hakkı özgür iradeye bir başka sınır koyar.
Vicdanımız, gerçekten bize mi ait, yoksa özgür iradeyle bağlantılı oldukları için rehberlerin vicdanı mı?
Siz alıcı-verici istasyonlarsınız. Çok nadir olarak kendi düşüncelerinizi kendiniz oluşturursunuz. Radyo ve televizyonunuzun ayarlanabilecek kanalları, titreşimleri -yani frekansları- vardır. Dolayısıyla sizin frekansınız var. O frekans, sizin dalgaboyunuzdakilerden düşünce, idea, öneri, ilham, rehberlik ve çeşitli fikirleri almanızı sağlar. Siz bu dalgaları aldıkça onlar kişiliğinizden etkilenirler ve diğer insanların alması için yollarına devam ederler.
Bu olayın tümünde tekâmülünüz belirleyici rol oynar. Ruhsal olarak daha yükseğe çıkmışsanız daha büyük düşünce size ulaşabilir. Bu yüzden de bu düşüncenin verici istasyonu durumundayken etkisi o derece büyük olacaktır.
Bu konu tekrar açıldığında rehber şöyle cevapladı:
Kimse kusursuz özgür iradeye sahip değildir. O, sınırlı bir alan içinde kalan bir özgür iradedir. İradeniz kontrol edemediği koşullara tâbidir. Ruhunuz yeniden doğmadan önce neyi başarması gerektiğini bilir. Farkındalığın uyanması uzun bir süre gerektirebilir.
Ruh ise kendisine kazınmış farkındalığa sahiptir. Bu farkındalık uyanmazsa tekrar doğması gerekecektir. Farkındalık gelişirse ruh, doğumunun amacını yerine getirmeye başlayacaktır.
Ben insan doğasını değiştiremem. İnsan doğası çok esnek. En yüksek seviyeye de uyabilir, maalesef en düşük seviyeye de inebilir. Bu, dünyaya gelmenin büyük amacıdır. İçinizde tanrısal imkanların tümüne sahipsiniz. Topraktan gelen fiziksel bir bedene sahipsiniz, ancak bu bedenin harekete geçmesi ona can veren ruhtan kaynaklanmaktadır.
Varlığınızı düzenlemede önceliği ruha ya da maddeye verme konusunda seçim hakkına sahipsiniz. Bu insan sorununun doğasıdır. Ancak yardım için size gelenlere elinizden geldiğince yardım etmelisiniz. Yardım edemezseniz onları yalnız bırakınız. Size gönderilen insanlar için söylemek gerekirse, bu kendilerini bulmaları için bir fırsattır. Başarırlarsa hizmet etme şansını verdikleri için onlara teşekkür ediniz. Ancak başaramazlarsa onlar adına üzülünüz.
Bir başka ziyaretçi özgür iradeyi sorduğunda, Silver Birch onun zamanla ilişkisini açıklama fırsatını buldu.
Soru dolambaçsız sorulmuştu: "Özgür irade nasıl işler?" Kadın ziyaretçi, "Zamanı sonsuz şimdi olarak nitelediğiniz İki Dünya kitabında okuduğum bir şey ilgimi çekti," dedi ve ekledi:
"Yaşamımda gerilere gittiğimde çatışan kararlarımı, neden ve sonucun işleyişini, tüm zinciri görebiliyorum. Geleceği görebilseydim beni neyin beklediğini görebilirdim. Ama gerçek bu ise özgür iradem nerede devreye girecek?" Rehber şu cevabı verdi:
Üzgünüm ki biraz şaşırmışsın. Zaman sonsuz şimdidir. Geçmiş veya gelecek değildir. Geçmişinizi ve geleceğinizi tayin eden, zaman ile olan ilişkinizdir. Bunun ifade edilmesi çok zor ama zamanı sürekli dönen bir daire olarak gözünüzde canlandırabilseydiniz dokunduğunuz nokta sizin şimdi dediğiniz zamandır. Dokunmuş olduğunuz nokta sizin geçmiş dediğiniz zamandır. Dokunacağınız nokta sizin gelecek dediğiniz zamandır. Ancak zaman bakımından geçmiş veya gelecek yoktur.
"Geleceği görme" dediğiniz şey, sizin fiziksel dünyanın üç boyutlu sınırlarından kaçtığınız ve geleceğinizin ne olacağını gördüğünüz andaki durugörü veya uyum yeteneğidir. Harekete geçirdiğiniz nedeninin sonucunu, özgür iradenizin neyi yarattığını görürsünüz. Ancak bu zamanı değil sadece onun zamanla olan ilişkinizi etkiler.
Kaynak: Ruhsal Alemin Işığı, Silver Birch, Ruh ve Madde Yayınları