DNA ve KUANTUM DENEYLERİ

"Isaiah Etkisi" ve "Sıfır Noktasına Uyanış" adlı kitapların yazarı Gregg Braden tarafından yazılan "İyileştirici Kalpler/İyileştirici Uluslar: Barışın ve Duanın Gücünün Bilimi"nden alınmıştır. Bu kitaplarda, eski spiritüel geleneklerden gelen dev miktarda bilgiyi (İskenderiye’deki kütüphane yakıldığında, en az 532,000 döküman yitirdik) geçmişte nasıl kaybettiğimizi ve bilimin gizemlerinin bazılarını anlamamıza yardımcı olacak bu geleneklerdeki bilginin mevcut olabileceğini tartışmaya başlıyor. Braden, üç tane çok ilginç deneyi bildiriyor.
Gregg Braden bu büyük soruların peşine düşmeden önce, bir bilim adamı ve
mühendis olarak çalışıyordu.
DENEY 1: Onun bildirdiği ilk deney bir kuantum biyoloğu olan Dr.Vladimir
Poponin tarafından yapılmıştır. Bu deneyde, önce bir kap boşaltılıyor (kabın
içinde vakum yaratılıyor) ve sonra kap içinde sadece fotonlar (ışık
parçacıkları) bırakılıyor. Fotonların dağılımını (yerlerini) ölçüyorlar ve
fotonların kap içinde tamamen rasgele bir şekilde bulunduklarını saptıyorlar. Bu
beklenen sonuç.
Daha sonra kabin içine DNA yerleştiriliyor ve fotonların dağılımı (yerleri) tekrar
ölçülüyor. Bu kez fotonların DNA ile uyumlu olarak BİR SIRA ÜZERİNDE ve DÜZENLİ
bir şekilde oldukları keşfediliyor. Başka bir deyişle, fiziksel DNA, fiziksel -
olmayan fotonları etkilemiştir.
Bundan sonra, DNA kaptan alınıyor ve fotonların dağılımı tekrar ölçülüyor.
Fotonlar, DNA’nın bulunmuş olduğu yerde, sıralı ve DÜZENLİ olarak kalıyor. Işık
parçacıkları neye bağlandı?
Gregg Braden, YENİ bir enerji alanının, bir enerji ağının mevcut olduğunu kabul
etmek zorunda olduğumuzu ve DNA’nın bu fotonlarla bu enerji aracılığı ile
iletişim kurduğunu söylüyor.
DENEY 2: Bu deney ordu tarafından yapıldı. DNA için vericilerden lökositler (beyaz
kan hücreleri) toplandı ve elektriksel değişimlerin ölçülmesi için kutucuklara
yerleştirildi. Bu deneyde, verici bir odaya yerleştirildi ve vericide değişik
duygular üreten video klipler vasıtası ile "duygusal stimülasyon"a
maruz bırakıldı. DNA aynı binada farklı bir odaya konuldu. Hem verici hem de
onun DNA’sı monitör ile denetlendi ve verici duygusal inişler veya çıkışlar
gösterirken (elektriksel yanıtlar olarak ölçüldü), DNA TAM AYNI ANDA TAMAMEN
AYNI YANITLARI VERDİ. Bir süre geçtikten sonra yanıt geldiği olmadı. DNA’nın
zaman içindeki iniş ve çıkışları vericinin iniş ve çıkışlarına TAM OLARAK UYDU.
Ordu, DNA’yı vericiden en fazla ne kadar uzaklaştırırsa aynı etkiyi elde
edebileceğini görmek istedi. DNA ve vericiyi
Gregg Braden bunun, canlı hücrelerin önceden farkına varılmamış olan bir enerji
formu vasıtası ile iletişim kurduğu anlamına geldiğini söylüyor. Bu enerji zaman
ve mesafeden etkilenmez. Bu, enerjinin mekansız bir şeklidir, her zaman her
yerde mevcut olan bir enerjidir.
DENEY 3: Üçüncü deney Heart Math Enstitüsü tarafından yapılmış ve bununla
ilgili makale şu başlıkla yazılmıştır : "DNA’nın Şekilsel Değişimleri
Üzerinde Tutarlı (eşevreli) Kalp Frekanslarının Yerel ve Mekansız
Etkileri" (Başlığa bakmayın!Bilgi inanılmaz). Bu, anthrax (şarbon) durumuyla
direkt olarak ilgili bir deneydir.
Bu deneyde, bir kaç insan plasenta DNA’sı (DNA’nın en eski zamana ait/ilk şekli),
içinden DNA’daki değişikliklerin ölçülebileceği bir kabın içine yerleştirildi.
28 eğitimli araştırmacıya DNA’nın yirmi sekiz küçük şişesi verildi (her birine
bir şişe). Her bir araştırmacıya nasıl duygu üreteceği ve HİSSEDECEĞİ öğretildi
ve her biri güçlü duygulara sahipti.
Bulunan şey şuydu; DNA, araştırmacının duygularına göre KENDİ ŞEKLİNİ
DEĞİŞTİRDİ:
1. Araştırmacılar minnettarlık, sevgi ve takdir HİSSETTİĞİ zaman, DNA GEVŞEYEREK
yanıt verdi ve iplikler yaralanmamıştı. DNA’nın uzunluğu daha fazla arttı.